
Yaşlanmayla birlikte zihinsel esneklik ve psikolojik dayanıklılık, iyi oluşun en önemli bileşenlerinden biri haline geliyor. Son araştırmalar, sanat terapisi ve beyin arasındaki ilişkiyi daha yakından inceleyerek yaratıcı süreçlerin hem duygusal hem de nörolojik düzeyde koruyucu etkiler yaratabileceğini gösteriyor.
Bu çalışma, emekliliğe geçiş yapan sağlıklı yetişkinlerde görsel sanat faaliyetlerine katılmanın beyin fonksiyonları üzerindeki etkilerini araştırıyor. Özellikle varsayılan mod ağı (Default Mode Network – DMN) adı verilen, öz farkındalık, hafıza ve duygusal düzenleme süreçlerinde rol oynayan beyin bölgesine odaklanıyor.
İki Farklı Sanat Deneyimi
Katılımcılar iki gruba ayrılmış:
- Görsel sanat üretimi grubu, bir sanat eğitmeni eşliğinde resim ve çizim yoluyla aktif olarak üretim yapmış.
- Sanat değerlendirme grubu ise bir sanat tarihçisiyle birlikte sanat eserlerini analiz etmiş, ancak üretim sürecine katılmamış.
Her iki grup da on hafta boyunca haftada iki saatlik oturumlara katılmış. Süreç öncesinde ve sonrasında katılımcıların beyin bağlantıları fMRI ile incelenmiş, psikolojik dayanıklılıkları RS-11 ölçeğiyle ölçülmüş.
Beyin Bağlantılarında Sanatın İzleri
Sonuçlar dikkat çekici:
- Sanat üreten grupta, DMN’nin merkezi bölgeleri olan posterior singulat korteks (PCC) ile frontal ve parietal korteksler arasındaki bağlantı anlamlı biçimde güçlenmiş.
- Bu bağlantı artışları, daha yüksek psikolojik dayanıklılıkla — yani stres karşısında esneklikle — ilişkili bulunmuş.
- Buna karşın, yalnızca sanat değerlendiren grupta benzer bir sinirsel değişim gözlenmemiş.
Araştırmacılar, bu farkın aktif yaratıcılığın beyinde yeni bağlantılar kurmayı teşvik eden nöroplastisite süreçlerinden kaynaklanabileceğini öne sürüyor.
Sanat Terapisi ve Beyin Sağlığına Dair Çıkarımlar
Bu bulgular, sanat terapisi ve beyin sağlığı arasındaki ilişkiyi güçlendiren önemli kanıtlardan biri. Aktif sanat üretimi, öz farkındalık ve duygusal düzenleme süreçlerinde yer alan sinir ağlarını destekleyerek yaşlılıkta zihinsel dayanıklılığı artırabilir.
Sanat terapisi, yalnızca duyguları ifade etmenin değil, aynı zamanda beyin sağlığını korumanın da etkili bir yolu olabilir. Yaşlanma sürecinde yaratıcılıkla uğraşmak, bilişsel işlevleri destekleyen bir tür “zihinsel egzersiz” gibi çalışır.
Geleceğe Bakış
Araştırmacılar, sanat temelli müdahalelerin farklı yaş gruplarında, hatta nörolojik rahatsızlıklarda bile nasıl etkiler yaratabileceğini anlamak için daha geniş örneklemlerle çalışmayı planlıyor. Uzun vadeli takipler, sanatın beyin üzerindeki koruyucu etkilerinin kalıcılığını da aydınlatabilir.
Sonuç olarak, bu araştırma, sanat terapisi ve beyin ilişkisini yalnızca metaforik değil, biyolojik düzeyde de temellendiriyor:
Sanat üretmek, beynin kendini yeniden örgütleme kapasitesini harekete geçiriyor.
Yaratıcılık, gerçekten de zihnin dayanıklılığını güçlendiren bir eylem olabilir.
Coralith Studio’da düzenli olarak açık stüdyolarda birlikte sanat yaptığımızı biliyor muydunuz? Ücretsiz olarak katılabileceğiniz online açık stüdyolarımız hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.



