“Sanat terapisti nasıl olunur?” sorusu son yıllarda giderek daha çok kişinin aklını kurcalıyor. Bazı ülkelerde bu ünvan, resmi olarak tanınıyor ve sanat terapisti olmak birtakım düzenlemelere tabii. Ancak Türkiyede bırakın sanat terapistlerini, psikologların dahi bir meslek yasası olmadığından işler biraz karışıyor. Bu yazıda, hem 2025’te yürürlüğe giren yeni yönetmeliğe göre psikoterapi yapma yetkisi olanlar hem de terapi yapmadan sanatla iyi oluşa katkı sağlamak isteyenler için iki ayrı yol haritası sunuyoruz.
Sanat Terapisi Nedir?
Sanat terapisi, bireylerin duygularını ifade etmek, iç dünyalarıyla temas kurmak ve psikolojik iyilik hallerini artırmak amacıyla sanatı bir araç olarak kullanan terapi yöntemidir. Resim, heykel, kolaj gibi yaratıcı ifade biçimlerini kapsar. Bu süreçte odak, ortaya çıkan sanatsal ürün değil; kişinin bu süreci nasıl deneyimlediğidir. Sanat terapisi hakkında daha detaylı bilgi için şu yazımızı okuyabilirsiniz: Sanat Terapisi Nedir

Uyarımızı Yapalım: Terapi, Tehlikeli Bir Kelime mi?
Terapi kelimesi tedavi anlamına geldiği için kelimenin sağlık meslek mensupları dışında kullanılması birtakım yasal sıkıntıları beraberinde getirebilir. 1219 sayılı Tababet Kanunu’nda yalnızca klinik psikologlar sağlık meslek mensubu sayılmaktadır; henüz 2025 yılının mart ayında klinik psikologlara sağlık bakanlığından çalışma ruhsatı alarak mesleklerini serbest şekilde icra edebileceklerine dair bir yönetmelik çıkmıştır.
Özetle, terapi kelimesini kullanabilmek için sağlık meslek mensubu ve sağlık bakanlığından ruhsat almış bir klinik psikolog olmanız tavsiye edilmektedir.
Yurtdışında Sanat Terapisti Olmak
Sanat Terapisi ünvanının tanındığı bazı ülkelerde (ör. İngiltere, ABD, Kanada, Avusturalya) yüksek lisans ve lisans sonrası akredite eğitimlerle sanat terapisti eğitimi aldıktan sonra ünvan sınavları ile belirli saat tecrübe sonunda “registered art therapist” olabilirsiniz. Eğitimler, asgari 2 yıl sürüyor, psikoloji, pdr, sosyal hizmet mezunlarına ek olarak güzel sanat mezunları da gerekli eğitimleri alarak sanat terapisti olabiliyor.
- Eğer sanatla ilgili bir bölümden mezun değilseniz bazı programlar belli bir sayıda sanat dersleri almış olmanızı bekliyor.
- Eğer sanatla ilgili bir bölümden mezunsanız, aynı şekilde programlar sizden psikoloji dersleri almış olmanızı bekliyor.
Özetle şöyle bir yol haritasından bahsedebiliriz:
Ruh Sağlığı Alanında Lisans + Gerekli Sanat Dersleri veya Görsel Sanatlar Lisansı + Gerekli Psikoloji Dersleri -> Sanat Terapisi Yüksek Lisansı -> Sanat Terapisti Lisansı
veya
Lisans -> Ruh Sağlığı Alanında Yüksek Lisans + Akredite Sanat Terapisi Kredileri -> Sanat Terapisti Lisansı
Amerika Birleşik Devletleri’nde Sanat Terapisti olmaya dair daha detaylı bir yazı için tıklayın.
Türkiye’de Sanat Terapisti Olmak Mümkün mü?
Türkiye’de sanat terapisi yasal olarak tanımlanmış bir meslek değil. Yani “sanat terapisti” unvanı, resmi bir mesleki statü taşımıyor. Fakat Yaratıcı Sanat Terapileri çatısı altında yer alan Müzik Terapisi, Geleneksel, Tamamlayıcı ve Fonksiyonel Tıp Uygulamaları yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Uygulama yetkisi, tabipler ile tabip gözetiminde sağlık mensupları ile müzik lisansı sonrası müzikterapi sertifikasyonu olan yardımcı kişilere verilmiştir. Yani, tıp eğitiminiz yoksa ancak bir doktor gözetiminde müzik terapisi yapabilirsiniz. Sanat terapisini de benzer bir gelecek bekliyor mu? Ruh sağlığı alanındaki yasalar, yönetmelikler henüz olgunlaşmadığı için net bir şey söylemek zor.
Özetle, Türkiye’de “sanat terapisti” ünvanı resmi olarak tanınmıyor ve bu ünvanla yasal bir mesleki kimlik edinmek şu an için mümkün değil. Ancak bu, sanatın psikolojik iyi oluşu desteklemek amacıyla etik ve bilinçli biçimde kullanılmasına engel değil. Yasal sınırlar gözetilerek, sanat temelli uygulamalar yürütmek mümkün.
Sanat Temelli Uygulamalar Yürütmek: İki Yol Haritası
Sanatı iyi oluş amacıyla kullanmak isteyenler için Türkiye’de iki temel yol bulunuyor:
- Psikoterapi Yetkisi Olanlar için Sanat Terapisi Uygulamaları,
- Terapi Yapmayanlar için Sanatla İyi Oluş Atölyeleri.
Bu iki yolu hem yasal çerçeveye hem de etik sorumluluğa uygun şekilde detaylandıralım:
1. Psikoterapi Yetkisi Olanlar İçin: Sanat Terapisini Klinik Pratikte Kullanmak
2025 yılında yürürlüğe giren yeni yönetmeliğe göre, yalnızca klinik psikologlar Sağlık Bakanlığı onaylı ruhsatla psikoterapi yapma yetkisine sahiptir. Eğer siz de bir klinik psikologsanız sanat terapisi yaklaşımını terapi seanslarınızda, etik ilkelere uygun biçimde kullanabilirsiniz. Ancak burada kritik olan, sanatla çalışmanın rastlantısal değil; kuramsal bilgi ve süpervizyonla desteklenmiş bir çerçeveyle yürütülmesidir.
Bu noktada “sanatla çalışmak” demek, sadece mandala çizdirmek veya serbest resim yaptırmak değil; sanatsal süreci psikoterapi süreciyle entegre biçimde anlamlandırmak demektir. Sanatla psikoterapi uygulamak isteyen profesyonellerin şu adımları izlemeleri önemlidir:
- Klinik psikoloji mezunu olmak ve Sağlık Bakanlığı’ndan çalışma ruhsatı almak,
- Sanat terapisi konusunda kuramsal ve uygulamalı bir eğitim almak,
- Süpervizyon eşliğinde sanat temelli terapi deneyimi kazanmak,
- Etik sınırları gözeterek “sanat terapisi” uyguladığınız alanı açıkça tanımlamak.
Kendi pratiğimizde, bu doğrultuda hem bireysel terapilerde hem grup seanslarında sanat temelli müdahaleleri, ACT (Kabul ve Kararlılık Terapisi) gibi güncel yaklaşımlarla bütünleştiriyoruz. Yakında bu yaklaşımı temel alan bir eğitim programını da duyurmayı planlıyoruz.
2. Terapi Yapmadan Sanatla İyi Oluşu Desteklemek İsteyenler İçin Yol Haritası
Terapi yapma yetkisi bulunmayanlar için de etik sınırlar içinde yapılabilecek çok şey var. “Sanatla iyi oluş” yaklaşımı, özellikle atölye formatlarında hem bireylerin yaratıcılığını destekleyen hem de duygusal ifade alanı açan güvenli alanlar sunabilir.
Bu alanda çalışmak isteyenler için önerdiğimiz yapı şu şekilde:
- Temel psikoloji bilgisi edinmek (ör. kısa süreli psikoloji eğitimi, temel kavramlar, etik ilkeler),
- Sanat temelli grup çalışmaları yürütme konusunda eğitim almak,
- Katılımcıların deneyimini “terapi” olarak değil, yaratıcı süreçle desteklenen keşif alanı olarak tanımlamak,
- Katılımcı güvenliğini sağlamak için sınırları net biçimde çizmek: tanı koymamak, geçmiş travmaları çalışmamak, ihtiyaç halinde danışanı uygun bir uzmana yönlendirebilmek.
Bu çerçevede yapılan uygulamalar, örneğin “yaratıcı ifade atölyesi”, “sanatla kendini tanıma”, “görsel günlük çalışmaları” gibi isimlerle yürütülebilir.
Bizim Tavsiyemiz: Yolunuzu Belirlerken Sorulacak Üç Soru
- Benim mesleki formasyonum nedir? (Psikoloji/psikiyatri altyapım var mı?)
- Sanatla ne kadar derinlikli ve yapılandırılmış çalışabiliyorum?
- İnsanlarla çalışırken sınırlarımı ve yetki alanımı ne kadar net biliyorum?
Bu üç soruya dürüst yanıtlar vermek, hem kendinizi hem çalışacağınız bireyleri korur. Unutmayın: Sanatla çalışmak potansiyel olarak dönüştürücüdür ama aynı zamanda riskli de olabilir. Bu nedenle bilgi, etik ve denetim vazgeçilmez üçlüdür.
Bizim Yaklaşımımız: Etik ve Uygulanabilir Bir Model
Bizler, iki klinik psikolog ve sanat uygulayıcısı olarak, sanat temelli uygulamaları yalnızca sezgisel değil; kuramsal ve etik temellere dayandırarak yürütüyoruz. Bu doğrultuda eğitimimizi, Canadian International Institute of Art Therapy (CiiAT)‘ten aldık. CiiAT, sanat terapisi alanında uluslararası ölçekte tanınan, etik ilkelere ve kültürel duyarlılığa önem veren bir kurumdur. Programları, yaratıcı süreci psikolojik bütünlükle buluşturan, yapılandırılmış bir çerçeve sunmaktadır.
Kendi planladığımız eğitim programı da bu temellere dayanmaktadır. Türkiye’de şu anda eksikliği hissedilen şeyin sadece teknik bilgi değil, aynı zamanda mesleki sınırların farkında olma, yaratıcı süreci tutarlı bir yapıyla taşıyabilme ve psikolojik güvenliği önceliklendirme olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle, geliştirmekte olduğumuz sanat temelli uygulayıcı eğitimi:
- Psikoloji ve sanat alanında çalışanlara açık olacak,
- CiiAT’te edindiğimiz kuramsal ve etik yaklaşımı temel alacak,
- “Terapi” yapmak ile “iyi oluşa alan açmak” arasındaki farkı detaylı şekilde işleyecek,
- Katılımcılara hem yaratıcı uygulamalar hem de vaka çerçevesi oluşturma becerisi kazandıracak,
- Etkileşimli, örnek vakalar ve süpervizyon oturumları içerecek bir yapı sunacak.
Eğitim içeriğimiz, sanat temelli müdahaleleri kullanırken etik ve yasal sınırların nasıl gözetileceği, hangi durumda yönlendirme yapılması gerektiği, grup dinamiklerinin nasıl ele alınacağı gibi konuları da kapsayacak.
Sonuç
Türkiye’de şu an için sanat terapisti unvanı almak mümkün değil; ancak sanatla insanlara iyi gelmek mümkün. Önemli olan, bu katkının etki yaratmak adına etik olmayan biçimlere dönüşmemesi, ve kişinin nerede durduğunu, ne yapabildiğini, neyi yapamayacağını çok net bilmesidir.
Biz iki klinik psikolog ve sanat uygulayıcısı olarak, bu alanda hem bireysel seanslarımızda hem grup çalışmalarımızda sanat temelli yöntemleri kullanıyoruz. Yakında duyuracağımız sanat temelli uygulayıcı eğitimi için duyuru bültenimize kaydolabilirsiniz.