Bireysel sanat terapisi aldığımı duyan klinik psikolog meslektaşlarımın bile şaşırdığını görünce bu konudan biraz bahsetmek istedim. Halihazırda neredeyse bir yıla yakındır Uluslararası Kanada Sanat Terapisi Enstitüsü’nün (CiiaT) kliniğinden online ve bireysel sanat terapisi aldım. Türkiye’de bırakın sanat terapisini, bildiğimiz psikoterapi için bile yönetmelikler konusunda epeyce eksiğimiz var. Bu sebeple gerek eğitimler gerek bireysel terapi için sanat terapisi alanının sıkı şekilde düzenlendiği Kanada’yı tercih ettim. Elbette ülkemizde de saygın sanat terapistleri ve dolu dolu eğitimler var fakat benim tecrübelerim CiiAT‘e dair olacak.
Konuşmanın, düşüncelerin temel malzeme olarak kullanıldığı geleneksel psikoterapiye kıyasla oldukça farklı bir tecrübe olduğunu söyleyebilirim. İletişimin büyük kısmı, resimler ve semboller üzerinden sürüyor. Klasik savunma mekanizmalarımızı kullanamadığımız için (mesela rasyonelleştirme gibi) ortaya çıkarttığımız eserler daha savunmasız, daha maskesiz ve bizi bile şaşırtacak dürüstlükte oluyor.

Bireysel bir sanat terapisi seansı nasıl geçer?
Seansın başında danışanın o anki ruh halini ve durumunu anlamak için ona beş dakikalık bir “check-in” yönergesi verilir. Bu yönergeler yaratıcılık için bir ısınma gibidir. Örneğin, şu an bir çiçek olsaydın nasıl bir çiçek olurdun, şu anki hava durumun nasıl vb. gibi danışanın kendini yaratıcı bir yolla ifade etmesini sağlayacak bu yönergeye göre danışan bunun resmini istediği malzemeyi kullanarak çizer. Çizim bitince terapistle bir iki dakika bunun üzerine konuşurlar.
Daha sonrasında terapist, danışana ana yönergeyi verir. Bazı terapistler, daha yapılandırılmış ve yönlendirmeli yönergeler planlayabilir, bazıları daha esnek tutabilir. Burası, terapistin teorik arka planıyla ilişkilidir ve biraz da danışanın ihtiyacına göre şekillenir. Ana yönerge, danışanın kendini keşfetmesini teşvik eden türden olur. İlk seansta örneğin kağıt üç bölüme ayrılır ve birinci bölüme şu anki halini, son bölüme ulaşmak istediği yeri ve ortaya da o sürecin nasıl olacağını çizmesi istenebilir. Kulllanılacak malzemeyi bazen terapist söyler, bazen danışanın tercihine bırakılır. Sanat yapma süresi yaklaşık 20 dakika kadar sürer. Bu esnada danışan tercih ederse terapistle bir yandan konuşmaya devam edebilir, tercih etmezse sessizlik içinde sanatını yapar.
Bittiğinde artık eser üzerine daha derin düşünmeyi teşvik edecek konuşma aşamasına geçilir. Terapistin eseri analiz etmesi gibi değil, danışanın kendi eserini anlamaya çalışması gibidir. Renkler, şekiller ona neyi çağrıştırıyor? Şu sembolü ne amaçla kullandı? Bu sahneyi çizerken ne hissetti? Çizerken onu şaşırtan bir şey oldu mu? Önceki çizimleriyle ilişkili noktaları görebiliyor mu? Gibi derinlemesine sorularla danışanın kendini daha iyi anlaması amaçlanır. Ve genellikle elli dakikanın sonunda seans sonlandırılır.
Bireysel sanat terapisinde terapi hedefleri takibi nasıl yapılır?
Geleneksek psikoterapide olduğu gibi sanat terapisinde de bir hedefe yönelik çalışılır. Yine terapistin ekolüne göre değişkenlik gösterse de belli bir sayıdaki haftanın sonunda o zamana kadar üretilen eserlerle bir “sanat değerlendirmesi” (art review) yapılır. Danışan, yaptığı eserleri istediği düzende bir duvara ya da zemine dizer. Ve terapistle birlikte ilk çalışmadan şimdiye kadar olan değişim, genel temalar vb. üzerine konuşulur. Bu değerlendirme seansında ilerideki hedefler güncellenir ve başarılar kutlanır.